DİŞ BEYAZLATMAK

Diş beyazlatma
Fotoşop beyazlatması görülmektedir

    Diş beyazlatmada kullanılan peroksitlerin beyazlatma etkisi zayıftır, geçicidir.
     Bu madde kuvvetli asittir, diş minesinde hasara sebep olabildiği ve hassasiyet yapabildiği gösterilmiştir. Genotoksik, kanserojen, yaşlandırıcı ve mutajeniktir. Belirli koşullar oluştuğunda kanser yapıcı etkilerinin ortaya çıkabileceği bilinmektedir. Bu sebeple kanser geçmişi veya genetik eğilim olan bireylerde, alkol sigara kullananlarda, gebelerde, çocuklarda mümkünse peroksit ile diş beyazlatmadan kaçınmak, veya düşük konsantrasyon karbamit peroksit kullanmak ve ofiste çok seyrek aralıklarla diş beyazlatmak daha doğru olabilir. Diş hekimi ofisinde yapılan diş beyazlatma evdekinden daha güvenlidir. Çünkü diş hekimi bu toksik kanserojen maddenin diş etine temas etmesine engel olacak tedbirleri almaktadır.

Peroksit ne demektir?

    Tek kovalent bağ ile birbirlerine bağlı negatif yüklü O-O şeklindeki poliatomik iyonlara peroksit, oluşan köklere ise peroksit radikalleri ismi verilir. Hidrojen peroksit (H-O-O-H) (H2O2) kontak lens, yara ve ağız disinfektanı, saç beyazlatıcı, kulak damlası indirgeyici olarak kullanılır. Hidrojen peroksitin sakıncalı olan oksijen radikallerine ayrışması Hidrojen peroksit dokuya temas edince hidroksil, perhidroksil radikalleri ve süperoksit anyonlarına dönüşür. Yaşlanma, metabolik stres ve kanser yapıcı etkilere sahip olan zararlı maddeler bunlardır (Dahl JE, 2003)

Peroksitler nasıl zarar verir ? vücudumuzda neden var? nasıl oluşur

      Hücrelerimizde bulunan mitekondriyumların iç membranında solunum sırasında enerjiyi ATP’ye dönüştürürken protonları proteinden proteine sürükler. Merdiven çıkar gibi her basamakta kendiden daha yüksek redüksiyon potansiyeli olan bir proteine itilir. Merdivenin son basamağı bir oksijen molekülüdür. Protonu alır ve su molekülü oluşur. Ancak merdivende ilerlerken yaklaşık %0,1-2 oranında oksijen molekülü erken ve eksik indirgenir, yanlışlıkla süperoksit radikalleri oluşur. Hücrenin ve bizim yaşlanmamıza, metabolik strese ve kansere sebep olur. Antiaging maddeler ile durdurmaya çalıştığımız yaşlandırıcı maddeler işte bu peroksitleridir. Limon, balık, karnıbahar, yeşillik gibi antioksidan maddeler işte bu sebeple önerilmeketdir. Bu besinler peroksit radikallerini engellediği için isimlerine antioksidan denilmiştir.
      Vücudumuza giren yabancı maddeler ve orgfanizmamızın doğasına aykırı kimyasallar toksin ve kimyasal atıklar P450 enzim sisteminde oksijen ile detoksifiye edilir. Yani bir kimyasal maddeden kurtulmak için organizmamız onun üzerine peroksit radikalleri gönderir ve oksitler. Oksijen bağlayarak oksitler ve vücudumuzu bu zararlı maddeden korumuş olur. Kullanılan ilaçlar antibiyotikler, ağrı kesiciler ve daha çok sayıda ilacın etkisinin sona ermesini sağlayan ve uzaklaştıran işte bu enzim sistemidir. Bu enzim sistemi bulunmasaydı yuttuğumuz bir ilacın etkisi aylarca devam ederdi.
      Fagositik hücrelerimizde mikrop öldürürken peroksitler lazımdır. Fagaositik hücrelerimizin lizozim keselerinde üretilen peroksitler bakteri hücresinin üzerine gönderilir. Buna oksijen patlaması adı da verilir. Bakteri hücresi yüksek oksijen radikalleri ile öldürülür. Bizim organizmamız aslında peroksitleri kullanmaktadır.
       İhtiyarlamak, ölüme yaklaşmak, yaşlanmak, organizmanın eskimesi aslında oksidatif hasardan ibaret bir biyolojik değişimden ibarettir. Çoğundan peroksitler sorumludur.
Peroksitler lipit membranlara yapışır, aminoasit, protein ve lipitlerin peroksidasyonuna sebep olur. Mutagenez, kanserogenez, teratogenez, DNA ve RNA hasarı oluşturur. Hücre yaşlanması, ölümü (apoptoz) hızlanır. Peroksitler böylece kanseri başlatır. Bu etki radyasyona çok benzemektedir. Peroksit ile diş beyazlatmak ağız dokularında iyonize radyasyon etkisi yaratır (Zouain-Ferreira et al., 2002) Radyasyon iyonize edici ışındır ve dokuya girdiğinde su, peroksite dönüşür. (Radyoliz) Peroksite maruz kalmak da radyoaktif ısınlara maruz kalmaya benzer bir etki yaratır. Peroksitin olumsuz etkisi radyasyon gibi birikicidir. Peroksitin kanser yapıcı etkisini şunlar artırır: 1- Sigara içmek, 2- Bazı ilaçlar, uykusuzluk, travma, ağır stres, 3- Alkol kullanmak, 4- Radyasyon.
       Cilt ve mukozaya (örneğin dil altı) %30’a kadar uygulanan peroksit deri altı amfizemi ve lokal kan dolaşımı bozuklukları doku beslenmesini bozulması ve kalıcı hasara neden olmuştur. ( SCCP. 2007) Dokular peroksitlere oldukça geçirgendir. Derhal kan dolaşımına girer. Organizmamız peroksitleri ortadan kaldırmak için katalaz enzimi kullanır. Böylece oksijen gaz kabarcıkları oluşur ve küçük kapiler damarları tıkayabilir.Doku beslenmesini bozmasının sebebi budur.
       Farelere uzun süre peroksit koklatıldığında burun mukozası ve akciğerde patolojik değişiklikler meydana gelmiştir. (CEFIC, 2002) Her gün %0.15 peroksit verilen fareler 35 hafta sonra böbrek ve bağırsak hasarı ile ölmüştür (FDA, 1983)

Ofis tipi diş beyazlatma nasıl yapılır:

      %30-40 arası değişen konsantrasyonlarda hidrojen peroksit ve karbopol içeren jel dişlerin üzerine sürülmeden önce diş etine temas etmesini engellemek amacı ile resin esaslı bir materyal ile diş etinin yüzeyi kapatılır. Resin esaslı koruyucu madde diş etine sürüldükten sonra mavi ışık ile sertleşmesi sağlanır. Bu tabaka mavi kırmızı yeşil renklerde olarak üretilen bir maddedir. Daha sonra peroksit jel dişlere sürülür ve yaklaşık 20 dakika beklenir. Bu bekleme süresince dişlerin üzerine mavi ışık yollanabilir. Şart değildir. Bu işlem 2-3 defa tekrarlanabilir. Bir seansta dişlere peroksit jel sürülüp ağız açık olarak 40 dakika bekletilebilir.
      Peroksit jel seans sonunda su ile yıkanarak değil aspriatör ile emilerek uzaklaştırılır. Çünkü su ile yıkama yapılırsa jel ağız mukozasına dağılıp temas edebilir. Her diş hekimi kendi kullanacağı beyalatma jelini kendisi düşük konsantrasyonda veya istediği konsantrasyonda hazırlayabilir

Mavi ışığın rolü:

       Bu ışık mavi olduğu için değil kuvvetli ve parlak olduğu için peroksitin yapısından oksijen serbestleşmesini hızlandırır. Böylece yavaş ve geç olarak açığa çıkacak oksijen çok hızlı bir şekilde açığa çıkar ve diş yüzeyine temas eder. Beyaz veya başka renk ışık da uygulansa muhtemelen benzer sonuçlar elde edilir. Işığın rolü reaksiyonu hızlandırmaktan ibarettir.
    Peroksit kararsız bir moleküldür. Oksijeni zaten zorlukla tutabilmektedir. Güçlü ışık peroksitteki bağları kırar ve oksijen boşa düşer. Işığın rolü bu kadardır. Beyazlatmaz.

Ev tipi diş beyazlatma nasıl yapılır:

      Ev tipi beyazlatma işlemlerinde genellikle %10 karbamit peroksit kullanılır. Bu madde (diğer adı ile “üre peroksit”) çok yavaş bir şekilde hidrojen peroksit salar. Yani aslında hidrojen peroksit uygulamak ile aynı amaca hizmet eder fakat karbamit peroksit molekülü kararlıdır ve yapısındaki peroksiti kontrollu ve yavaş bir şekilde ortama serbest bırakır.
       Dişlerin geometrisine uygun şekilde hazırlanmış plastik bir kaşık içerisine %10 karbamit peroksit konur. Plak şeklindeki bu kaşık dişlerin üzerine geçirilir. Uykudan önce ağıza takılır. Karbamit peroksit dişlerin üzerine ve diş etlerine yayılır. 6-8 saatlık uyku boyunca dişlere temas eden karbamit peroksit, usulca hidrojen peroksit salar ve dişleri beyazlatmaya başlar. Her gece uygulanarak 6 haftaya kadar bu uygulama devam edebilir.
       %10 karbamit peroksitten %3.6 hidrojen peroksit salınır. %15 karbamit peroksitten %5.4 ; %22 olduğunda %7.9; %35 olduğunda %12.6 peroksit salınır. Görüldüğü üzere, karbamit peroksit aslında zayıf bir hidrojen peroksit kaynağıdır. Yutulunca daha az zarar verir. Bu sebeple ev tipi beyazlatmada yutulması göze alınacak seviyede olsun diye tercih edilmiştir. Bu şekilde emniyeti sağlanmış olur.

🔎Ofis tipi peroksitle diş beyazlatmada:

Kontrol hekimdedir. Mavi ışık ile oksijen serbestlemesi hızlandırılır. Çabuktur. Diş eti korunur. %40’a kadar yoğun hidrojen peroksit kullanılır. Bir kaç seans, 15-20 dakika uygulanır

🔎Ev tipi peroksitle diş beyazlatmada:

Kontrol hastadadır. Oksijen serbestlemesi yavaştır. Diş eti korunmaz. %10’a kadar az yoğun karbamit peroksit kullanılır. 6-8 saatten haftalarca devam ettirilebilir..

Peroksit ile elde edilen beyazlatma tatmin edici olmayabilir.

      Genellikle tatmin edici beyazlık oluşmaz. Bu gerçeği görüp peroksit diş beyazlatması işleminden tamamen vaz geçen diş hekimleri çoktur. Diş beyazlatma uygulayan diş hekimleri ve bazı literatür olgu sunumları kurallara uygun yapılırsa dişlerdeki beyazlanmanın tatminkar miktarda olacağını ileri sürmektedir. Ancak bu iddianın klinik pratikte izdüşümünü görmek genellikle mümkün olmamaktadır. Çeşitli sosyal medya ve web sitelerinde fotoşop ile beyazlatılmış diş fotoğrafları yayınlandığını görmek mümkündür. (Bkz Kapak fotoğrafı) Bunlar ticari pirim veya prestij kazanmak amacı ile yayınlanmış spekülatif fotoğraflardır, dikkate alınmaması gerekir.

Peroksit diş beyazlanması geçici olabilir

      Dişlerdeki hafif beyazlaşmanın geçici olduğu zaten ürünün prospektüsünde firmalar tarafından dürüstçe açıklanmıştır. Üretici firma geçici olduğunu beyan ettiği sebebi ile beyazlatma uygulaması yapan diş hekimi ekolleri bunun tersine görüş bildirmemişlerdir, etkinin geçici olduğunu doğrulamışlardır. Peroksit ile diş beyazlatması yapmadan önce hastaya beyazlaşmanın geçici olduğunu açıkça belirtmelidir. Bu konuda etik denetim açığı bulunuyor olabilir. (Nachnani 1997)

Hidrojen peroksit çabuk bozulur, stoklanması zordur.

      Peroksit molekülü labildir, dayanıksızdır. Moleküldeki 2 oksijenden bir tanesi zorlukla orada durabilmektedir. Kararsız bir moleküldür. Işık, ısı, tireşim ile uyarılırsa yapısındaki oksijenden bir tanesini dışarı salıp serbest bırakmaya ve böylece kararlı durumuna dönmeye isteklidir. Hatta şişenin içerisinde durup dururken bir kısım oksijen kendiliğinden herhangi bir uyarı olmadan şişenin kapağına doğru serbest kalır. Bu sebeple hidrojen peroksitin raf ömrü kısadır. Durduğu yerde kısa sürede bozulur. Üretici firmadan dağıtıcıya, bayilere, diş hekimlerine ulaşıncaya kadar ısı ışık ve sallantıya maruz kalmış olabileceği sebebi ile etken maddenin klinikte işlem öncesi hazırlanmasını sağlayan bir sistem geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Böylece stok ve nakliye sırasında etken maddenin bozulması olasılığı azalacaktır.

Peroksit kuvvetli tahriş edicidir

      %0.1 den daha yoğun peroksit göze kaçarsa şiddetli iritasyon yapabilir. %1.2 den yoğun olduğunda mukozayı tahriş eder. (SCCP, 2004). 8143 diş hekimiyle yapılan bir ankette %62 oranında diş hassasiyeti %45.9 diş eti tahrişi, %2.1 sistemik problemler %18.8 oranında diğer yan tesirler ortaya çıktığı rapor edilmiştir. (Christensen, 1997). Damakta, boğazda diş etinde yanma rapor edilmiştir. (Howard, 1992). tersine raporlar da vardır. ilk 2 hafta ve 6 ay sonunda pulpa vitalitesi ve diş eti sağlığının etkilenmediği bildirilmiştir. (Nachnani 1997) Fakat bu çalışmada %10 karbamit peroksit kullanıldığı için zararsız bulunmuş olabilir, hidrojen peroksit değil.

Gebelerde, emzirenlerde, ve çocuklarda sakıncalıdır

       Hidrojen peroksit teratojen, mutajen, kanserojen ve genotoksiktir. (SCCP, 2004) %10 karbamit peroksitin mutajenik ve genotoksik etki göstermediğini belirten raporlar vardır. Gebelere uygulandığında fetus zarar görebilir. Bu uyarı prospektüste yer almaktadır. Diş beyazlatmak isteyen her bayan hastaya gebelik ihtimali sorulmalıdır. Diş beyazlatma peroksit jelleri iyonize radyasyon etkisi göstermektedir ve hekim kontrolunda (ofis tipi beyazlatma) uygulanması gerekir (Zouain-Ferreira et al., 2002).
       Hamile farelerde %35 karbamid peroksit içeren diş beyazlatıcının yutulması 2-5 gün sonra düşük sebebi olmuştur. (Redmond et al., 1998)
      Piyasadaki beyazlatma jellerinden 1 saatte serbestleyen peroksit miktarı 1.39 + 0.62 mg, 2.47 + 0.82 mg, 0.23 + 0.13 mg, 2.67 + 0.88 mg arasında değişir. (SSCP, 2007) %10 hidrojen peroksit dişe uygulanınca diş eti kenarında peroksit konsantrasyonu %0.7 olur, yarım saat sonra %0.2 ye düşer. İşlem sonunda salya konsantrasyonu %0.1 (5 μg/cm2) olur.

Peroksit ile diş beyazlatma Peroksit beyazlatıcıların asit yapısı

Peroksit kanser yapıcıdır

      Bireyin genetiğinde veya geçmişinde kanser varsa, ağıza uygulanan hidrojen peroksit kanserleşmenin tetiğini çekebilir. (Weitzman SA, 1986) (SCCP, 2004) Bu uyarı hem prospektüste yer almalıdır hem de hastaya haber verilmelidir. Kanser geçmişi olan hastalara hidrojen peroksit beyazlatması yapılmaması veya düşük konsantrasyonda hekim denetiminde yapılması daha uygun olabilir. Peroksitler ile beyazlatma işleminin sıfır risk taşıdığını kanser ile ilişkili bir tehdit bulunmadığını yazan bilim makaleleri incelendiği zaman yazarların çeşitli kurumlardan finansman sağladıkları, kozmetik firmaları veya diş beyazlatma ürünü satan firmalar tarafından desteklendikleri makalenin “conflict of interest” bölümünde beyan edilmektedir. Bu sebeple yaptıkları tespitler değerli değildir. Bu tür makaleler burada refere edilmemiştir. Bu tür makalelerin dışında bütün tıp literatürü peroksitlerin güçlü bir kanserojen olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Tereddüt yoktur. Görüş birliği tamdır.
      Son 2 yılda dünyada 757 bin tane ağız kanseri vakası görülmüştür. Alkol sigara ve HPV virüs sebeplerin başında gelir ama diğer sebeplerin neler olduğu bilinmemektedir.
1997-2003 yılları arasında Georgetown University Medical Center’a müracaat eden ağız kanserlerinin %16 sında diş beyazlatma işleminin yapılmış olduğu tespit edilmiştir. (Burningham et al., 2004)
       Mutajenik etkisi ve DNA hasarı yapabiliyor olması sebebi ile peroksitlerin göz önünde tutulmaları uygun olabilir.
       6 tane diş beyazlatma pastası fare hücre kültürü üzerinde denenmiş hepsinin DNA hasarı yaptığı en yüksek (%35) peroksitin en fazla DNA hasarı yaptığı bulunmuştur. (Ribeiro, 2005)(Ribeiro, 2006) Bu gün daha yoğun (%40 lık) peroksit kullanılmaktadır.
      Peroksit ile diş beyazlatmanın deney hayvanlarında kanserleşmeye sebep olduğu gösterilmiştir. (Dahl JE, 2003) (Bampi FV, 2014) Fakat %10 karbamit peroksitin fare kemik iliği hücre kültüründe hiç bir hasar vermediği gösterilmiştir. (Woolveton et al., 1993) %0.2-%3.2 peroksit 5 hafta boyunca fare derisine 4 hafta boyunca günde 2 defa uygulanmış ve genotoksisite ve mutajenite görülmemiştir. Kanserojen olmadığı ileri sürülmüştür. (Munro IC, 2006) Avrupa standartlarına göre mutajen olarak sınıflandırılmamıştır.
      21 gün boyunca %10 ve %16 karbamit perokside maruz kalan 37 kişinin diş eti epitel hücrelerinin histolojisi incelenmiş ve kanseröz gelişme aramak amacı ile hücrelerin çekirdek yapıları skorlandırılmıştır. Buna göre her iki grupta da skorlarda artış görülmüş fakat iki konsantrasyon arasında fark görülmemiştir. (Almeida AF, 2015) Sigara içen ve içmeyen bireylerde peroksit beyazlatmasının ardından biyospi ile oral epitel proliferasyonu ve basal membrandaki değişimler incelenmiş ve kanserleşme işareti bulunamamıştır. Costa
Filho , 2002). Fakat bu çalışmada %10 karbamit peroksit kullanılmıştır, hidrojen peroksit değil.
      Hamseterlerin dil kenarına kanser yapıcı DMBA maddesi ile kombine ederek karbamit peroksit haftada 3 kez uygulanmış, 20 hafta sonra fare dilinden otopsi yapılmıştır. Karbamit peroksit tek başına uygulandığında dilde sadece tahriş yarattığı halde eğer DMBA (kanserleştirici madde) ile birlikte uygulanırsa kontrol grubundan daha hızlı olarak skuamöz hücreli kanser oluşturduğu görülmüştür. (PieroliDA, 2000)
      Peroksit ile hiperplazi oluşturmak mümkün olmuştur. %1.5 konsantrasyonda kullanıldığında bile 6 haftada deney hayvanlarında adenokanser gösterilmiştir. %0.4 ve %1 hidrojen peroksit ağız yolu ile yutulduğunda 65 hafta sonra adeno kanser oluşturmak mümkün olmuştur. (PieroliDA, 2000)
      Hamsterlerin yanaklarının içine haftada 5 defa şunlar sürülmüştür. 1.inci gruba %0.75 peroksit, 2.inci gruba kanser yapıcı %0.5 DMBA , 3üncü gruba %3 peroksit içeren ticari diş macunu +DMBA, 4üncü gruba kontrol olarak mneral yağı. 20 hafta sonra 2inci grupta hayvanların %80’i, 3üncü grupta %74’ü kanser olmuştur. Marshall et al. (1996). Aynı deney %10 carbamide peroxide (~%3.3 hydrogen peroxide) ile yapıldığında kanser oluşmamaktadır. (Collet et al. 2001)
      Diş beyazlatmak için diş macunlarının yapısına katılan %0.3 – %3 arası peroksitler salyada hızla suya indirgenir, ilk 1 dakika içerisinde %20 si kalır. Flor tuzlarının indirgenmeyi engelleme etkisi bulunmadığı gösterilmiştir. (Marshall&Gragg, 1997).

Diş etini koruyan madde de tahriş ve kanser sebebi olabilir

       Dişetini korumak için diş eti üzerine sürülerek mavi ışıkla sertleştirilen koruyucu maddenin yapısında resin esaslı polimerler bulunur. EGDMA, Bis-GMA, BPA, TEGDMA, HEMA bulunur. Bunlar östrojenik, apoptotik, mutajenik ve genotoksik etki ile kanseri başlatabileceği rapor edilmiştir (Emfietzoglou R, 2019) (Almeida TFA, 2021) (Vandenberg LN, 2008) (Tharp AP,2012)(Acevedo N, 2013) (Shafei A,2018) Peroksitin kanser yapıcı etkisinden koruyan maddelerin kanser yapıcı olabileceği ihtimali tedirgin edicidir.
       Bu maddeler kompozit diş dolgusunun bileşenleridir. Kompozit dolguların kanser yapabilirliği başka bir başlıkta ele alınmıştı

Peroksit dişlerde hassasiyet yapabilir

       Hastaların %15-78 kadarında beyazlatmadan sonra dişlerde hassasiyet soğukta ağrı oluşmaktadır (Dahl JE, 2003) Dişin minesine verdiği hasarın sebebi pH derecesinin şiddetli asit (1.5 – 3.5 arasında) olmasıdır. Başka çalışmalarda dişte hassasiyet oluşma sıklığı %15- %65 arasında bulunmuştur. Bir gece boyunca %10 karbamit perokside maruz kalan insan dişlerinin histolojik kesitlerinde pulpada inflamasyon tespit edilmiştir. Bu durum peroksitin pulpaya ulaşabildiğini düşündürür. (González-Ochoa, 2002). Köpek dişlerinde yapılan çalışmalarda beyazlatmadan 3-10 gün sonra pulpa içine kanamalar olduğu gösterilmiş 60 gün sonra pulpada iyileşme görülmüştür. %35 karbamit peroksit 4 gün boyunca 30 dakika/gün uygulandığında minenin organik yapısını değiştirdiği halde %10 ve %16 konsantrasyonda bu hasar görülmemiştir. (Oltu & Gürgan, 2000).
       %10 karbamit peroksit beyazlatmasından sonra ilk gün diş hassasiyeti ve diş eti tahrişi oluşması sıklığı %67 olmuştur , bunun %80 ‘i 6 ay boyunca devam etmiştir. (Leonard et al 1999) 10% karbamit peroksit 302.5 saat ugulandıktan sonra %52 sıklıkla diş hassasiyeti, %31 sıklıkla diş eti tahrişi 4-7 gün boyunca meydana gelmiştir. (Haywood
et al., 1994).
      Elektron mikroskop ile mine yüzeyinde dekalsifikasyon ve pürüzlenme gözlendiğinde flor uygulaması ile hasarı gidermeye çalışmışlardır. Minedeki asit hasarı engellemek amacı ile son zamanlarda pH derecesi asit olmayan peroksit ürünler piyasaya çıkmıştır.
    Minenin hasar gördüğünü söyleyen çalışmalar (Pinto et al. 2004), (Cavalli et al. 2004) (Yeh et al.(2005) ve zarar görmediğini söyleyen çalışmalar (Sulieman et al, 2004). (Duschner et al., 2006)(Duschner et al., 2006)(Joiner et al., 2004)(Nucci et al., 2004) vardır.
      Çok sayıda kafa karıştırıcı yayın vardır. Firma destekli yayınlar literatürde kaos yaratmaktadır.
      %6-9.5 hidrojen peroksit günde 2 defa 30ar dakika 14 gün boyunca (Teixeira et al. 2004), %6% ve %6.5 hidrojen peroksit 28 gün (Duschner, 2006), %12 hidrojen peroksit günde 7 saat 14 gün boyunca (Pugh et al., 2005), %6 hidrojen peroksit günde 2 defa 20 şer dakika 14 gün boyunca (Joiner et al.,2004) uygulanmış mine sertliğinde değişim görülmemiştir.
      Öte yandan, en masum karbamit peroksit %10 uygulandığında (Justino et al., 2004)(Unlu et al., 2004)(Pugh et al., 2005)(Leonard et al., 2005), %11 uygulandığında (Wong et al., 2006) ve %15 uygulandığında (Unlu et al., 2004)(Leonard et al.2005) minenin hasar gördüğünü ispat eden (Lewinstein et al. 2004) yayınlar vardır.
       Literatürde kaos oluşursa rtehberimiz ve fizik ve kimya bilimidir. Fizik ve kimya bilimine göre, kesin ve mutlak olan şudur: “Kalsiyum asitte çözünür !”. Peroksit asittir, o halde peroksit mineyi çözer bozar. (Hairul Nizam et al 2005) (Pinto et al., 2004) (Attin et al., 2004). O halde peroksitin mineye zarar vermediğini söyleyen makaleler ticari çıkarları korumak amacı ile yazılmış spekülatif yayınlar olabilir.
       Mine tabakasının altındaki yapıların dahil çekme kuvvetlerine karşı olan direnç hem %35 hidrojen peroksit (Silva et al.,2005) hem %10 –%20 karbamit peroksit (Cavalli et al., 2004b) uygulamasından sonra azalmaktadır. Bu, daha kırılgan bir mine demektir.
       8 hafta boyunca %30 hidrojen peroksit haftada 1 saat; %10 karbamit peroksit veya %3 hidrojen peroksit, günde 6 saat haftada 5 gün dentin kesitlerine uygulanmıştur. Doğrudan yapılan beyazlatma işlemlerinde bütün örneklerde dentinin kırılma direnci azalmıştır (Tam et al. 2007)
       %1, %10 ve %30 hidrojen peroksit solüsyonuna batırılan insan dişlerinin pulpa dentin sınırında doz orantılı olarak peroksit sızıntısı görülmüştür.(Bowles & Ugwuneri, 1987) (Hanks et al., 1993). Beyazlatma işleminden sonra meydana gelen aşırı hassasiyetin sebeplerinden bir tanesi peroksitin pulpayı irkiltmesi olabilir. %15 karbamit peroksitte bu sızıntı daha azdır (Cooper et al., 1992)(Hanks et al., 1993). Bu peroksitin miktarı az olduğu için pulpal reaksiyonlar reversibıl olmaktadır (Slezak et al. 2002)
PEroksitiğn minde dokusunda yarattığı hasar
Solda normal, sağda peroksit ile işlem gören mine görülüyor (Holmen et.al)


Sınırlılıklar:

🔘      Bu makalede sadece vital ekstra koronal diş beyazlatmanın yan etkileri anlatılmıştır. Devital intrakoronal diş beyazlatma hariç tutulmuştur. Hidrojen peroksit kullanılarak yapılan kuron içi uygulamalarda kavite kapatıldığı için hiç bir sağlık riski oluşturmaz.
🔘      Peroksitten hastayı korumak için diş eti üzerine sürülen resin esaslı izolatör maddeler kompozit (beyaz) dolgu maddesinden imal edilmiş olup bu makalede konu edilmemiştir.
🔘       Avrupa birliğinde %5 ten az yoğun peroksite uyarı gerekmemektedir. %5 den sonrasına “zararlıdır” etiketi, %5-8 arasına “irite eder” etiketi, %8 den sonrasına “yutulmamalıdır ciddi risk vardır” etiketi, %35 ten sonrasına “deri ve solunum sistemini tahriş eder yakıcıdır” etiketi kullanılmaktadır.
🔘      Kozmetik ürünler yönergesi (Cosmetic Products Directive)ne göre oral hijyen ürünleri %0.1 den daha fazla peroksit içermemelidir.

SONUÇ:

Hidrojen peroksit ile diş beyazlatma işlemi gebelere, emzirenlere ve çocuklara uygulanmamalıdır.
Peroksit ile diş beyazlatma işlemini yapmadan önce detaylı anamnez alınmalı, gebelik ihtimali ve kanser geçmişi sorgulanmalı hasta bu konuda bilgilendirilmelidir. Firmalar prospektüste bu uyarıyı yapmalıdır.
Peroksitlerin ağız içinde %10 dan daha yoğun kullanılmasından kaçınmak gerekir.
Lökoplazi gibi prekanseröz lezyon varsa ve özellikle sigara veya alkol kullananlarda peroksit beyazlatmasından kaçınmak veya düşük konsantrasyonda peroksit tercih etmek uygun bir tedbir olur. (Naik et al.2006)
Hidrojen peroksit yerine karbamit peroksitin tercih edilmesi riski azaltabilir.
Ev tipi yerine ofis tipi peroksit beyazlatmasında hekimin kontrolu daha yüksektir tercih edilmelidir.
Diş beyazlatma işlemini her isteyene uygulamak yerine, yüksek etik standartlarda ve profesyonel kararlar ile yapmak gerekir.

Kaynaklar:

• SCCP. Public Consultation on a Preliminary Opinion on Hydrogen Peroxide in Tooth whitening Products. The Scientific Committee on Consumer Products (SCCP). Approved by the 2nd Plenary of 7 December 2004. SCCP/0844/04.
• SCCP. Opinion on Hydrogen peroxide, in its free form or when released, in
oral hygiene products and tooth whitening products. The SCCP adopted this opinion at its 14th plenary of 18 December 2007. SCCP/1129/07.
• Weitzman SA, Weitberg AB, Stossel TP, Schwartz J, Shklar G. Effects of hydrogen peroxide on oral carcinogenesis in hamsters. J Periodontol. 1986 Nov;57(11):685-8. doi: 10.1902/jop.1986.57.11.685. PMID: 3104570.
• Pieroli DA, Navarro MFL, Consolaro A. Evalution of the carcinogenic potential of bleaching agents in DMBA induction -model. Oral Med Pathol 2000;5:29-34 ISSN13420984
• Dahl JE, Pallesen U. Tooth bleaching- a critical review of the biological aspects. Crit Rev Oral Biol Med, 2003; 14(4):292-304
• González-Ochoa JG (2002). Histological changes to dental pulp after vital bleaching with 10% carbamide peroxide (dissertation). Indianapolis, IN: Indi ana University School of Dentistry.
• Almeida AF, Torre Edo N, Selayaran Mdos S, Leite FR, Demarco FF, Loguercio AD, Etges A. Genotoxic potential of 10% and 16% carbamide peroxide in dental bleaching. Braz Oral Res. 2015;29:S1806-83242015000100217. doi: 10.1590/1807-3107BOR-2015.vol29.0021. Epub 2015 Jan 13. PMID: 25590507.
• Bampi FV, Ferreira Vilela W, Vilela Gonçalves R, Tavares Rheingantz MG, Minello LF, Braga da Silva JL, Oliveira de Oliveira LB. The promoting effect of carbamide peroxide teeth bleaching gel in a preclinical model of head and neck cancer in hamster buccal pouch. Clin Exp Otorhinolaryngol. 2014 Sep;7(3):210-5. doi: 10.3342/ceo.2014.7.3.210. Epub 2014 Aug 1. PMID: 25177438; PMCID: PMC4135158.
• Zouain-Ferreira SL, Zouain-Ferreira TR, Da Silva CR, Cervautes Dras KR, Caldeira-de-Aranja A, Bernardo-Filho M (2002). Radiation induced-like effects of four home bleaching agents used for tooth whitening effect on bacterial cultures with different capabilities of repairing deoxyribonucleic : acid (DNA) damage. Cell Mol Biol 48 (5) 521-524
• Emfietzoglou R, Spyrou N, Mantzoros CS, Dalamaga M. Could the endocrine disruptor bisphenol-A be implicated in the pathogenesis of oral and oropharyngeal cancer? Metabolic considerations and future directions. Metabolism. 2019 Feb;91:61-69. doi: 10.1016/j.metabol.2018.11.007. Epub 2018 Nov 17. PMID: 30458176.
• Almeida TFA, Oliveira SR, Mayra da Silva J, et al. Effects of high-dose bisphenol A on the mouse oral mucosa: A possible link with oral cancers. Environ Pollut. 2021, 1;286:117296. doi: 10.1016/j.envpol.2021.117296.PMID: 33971473
• Vandenberg LN, Maffini MV, Schaeberle CM, Ucci AA, Sonnenschein C, Rubin BS, Soto AM. Perinatal exposure to the xenoestrogen bisphenol-A induces mammary intraductal hyperplasias in adult CD-1 mice. Reprod Toxicol. 2008 Nov-Dec;26(3-4):210-9. doi: 10.1016/j.reprotox.2008.09.015. Epub 2008 Oct 15. PMID: 18938238; PMCID: PMC3922631.

Munro IC, Williams GM, Heymann HO, Kroes R. Use of hydrogen peroxide-based tooth whitening products and its relationship to oral cancer. J Esthet Restor Dent. 2006;18(3):119-25. doi: 10.1111/j.1708-8240.2006.00006.x. PMID: 16831183.